En genel ismiyle Silsile-i Saadat olarak bilinen: “silsile-i âliyye, altın silsile, silsile-i zeheb, tariki nakşibendiyye” olarakta adlandırılan 33 silsile, peygamber efendimiz Muhammed Mustafa Sav.’in varisleri olup dini celili islâmın irşâd vazifesini her devirde yürüten muhterem zâtlardır. Aşağıda Silsile-i Saadat büyüklerinin doğum-vefat tarihleri, künyeleri ve kısa açıklamaları verilmiştir.
Detaylı bilgi için bölüm sonlarında
yer alan isimlere tıklayabilirsiniz.
Peygamber efendimiz sav.’in en yakın dostu Hulefâ-i Raşidîn
[İslâmın 4 Büyük Halifesi]nin birincisidir. Silsile-i Saadat halkasının
ilkidir. لَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: لَوْ وُزِنَ إِيمَانُ أَبِي بَكْرٍ بِإِيمَانِ
أَهْلِ الْأَرْضِ لَرُجِّحَ بِهِمْ. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:
“Ebûbekir’in imanı yeryüzü halkının imanı ile tartılsa elbette hepsinden ağır
gelir.” (Hadîs-i Şerîf, Beyhakî, Şuabü’l-îmân) Ebu Bekiri’s Siddik (R.A.)
hayatta iken cennetle müjdelenenler [aşara-i mübeşşere] arasındadır. Doğruluğu
ile “Sıddîki Ekber” ünvanını almıştır. Peygamberimiz (S.A.V.)’den sonra O’nun
Hilafet makamını iki sene, üç ay, on gün idare etti ve O da Peygamberimiz
(S.A.V.) gibi 63 yaşında bu alemden ebedi aleme göç eyledi. Detaylı bilgi için Hz. Ebû
Bekir ra. kimdir?
Silsile-i Saadat’in ikinci halkasıdır. Selman-i Farisi
Peygamberimiz (S.A.V.) zamanında harplerde faydalı fikirlerle
Peygamberimiz’e yardımcı olmuştur. Hendek Harbi’nde hendek kazma fikri ilk
defa Selman’ı Fârisî tarafından teklif edilmiş ve kabul
edilmiştir. Selman-ı Farisi, Hz. Osman (R.A.) zamanında 250 [diger
rivayette 350] yaşlarında vefat etmiştir. Tasarrufu vefatından sonra devam
etmiştir. Detaylı bilgi için Selmânı
Fârisî kimdir?
Silsile-i Saadat’in üçüncüsü Kasım Bin Muhammed’dir.
Medine-i Münevvere’de yetişen ve ashabi kiramdan sonra fetva vermeye başlayan
“Fukaha-i Seb’a” Yedi Fakih’den birisidir. Kâsım bin Muhammed, hazret-i Ebû
Bekr-i Sıddîk’ın torunudur. Eshâb-ı kirâmdan birçoğuna yetişmiş ve onlardan
ilim öğrenip başta halası hazret-i Âişe, Ebû Hüreyre, Abdullah ibni Abbâs ve
Abdullah ibni Ömer, hazret-i Muâviye gibi meşhûr sahâbilerden hadîs-i şerîf
rivâyetinde bulunmuştur. Kendisinden de, Tâbiînin büyüklerinden oğlu
Abdurrahman, Sâlim bin Abdullah, İmâm-ı Şa’bî, akranlarından İbn-i Amr, Yahyâ
binSaîd ve Sa’d bin Saîd el-Ensârî, Abdullah bin Ömer, Sa’d bin İbrâhim,
Abdullah bin Avn ve daha birçoğu hadîs-i şerîf rivâyet etmişlerdir.
Detaylı bilgi için Kasım
Bin Muhammed kimdir?
Cafer-i Sadık hazretleri, Ehl-i beytten olup, on iki imamın
altıncısı, Silsile-i saadatın dördüncüsüdür. Babası Muhammed Bâkır,
dedesinin dedesi Hazret-i Ali’dir.
İlim ve fazilette zamanının bir tanesi oldu. Din
bilgilerinde olduğu gibi, zamanının bütün fen ilimlerinde de söz sahibiydi.
Yetiştirdiği talebeler, cebir ve kimya ilimlerinde çeşitli keşifler yapmışlar,
bu ilimlerin temel sistematiğini kurmuşlardır. Fizik ve kimya ilimlerinin konusunu
teşkil eden madde ve onlar üzerindeki bilgisi pek çoktu. Kimyanın babası
sayılan Cabir de, Cafer-i Sadık hazretlerinin talebesidir.
İmam-ı Cafer’in en meşhur talebesi olan İmam-ı a’zam
Ebu Hanife, Cafer-i Sadık’ın sohbetlerine iki sene devam ederek, o gizli ve
açık marifet kaynağından ilim ve evliyalık yolunda çok faydalandı. İmam-ı
a’zam, onun huzurunda kavuştuğu yüksek mertebeleri anlatmak için; “Levlâ
senetân leheleke’l numân” “O iki sene olmasaydı, Numan helak olmuştu” buyurdu.
Detaylı bilgi için Cafer-i
Sâdık kimdir?
Bayezid-i Bistami hazretleri, Silsile-i saadatın
beşincisidir. Arifler sultanı diye meşhurdur. İsmi Tayfurdur. Üveysi idi.
Kendisinden kırk yıl önce vefat eden imam-ı Cafer-i Sadık hazretlerinin
ruhaniyetinden istifade etti.113 âlimden ilim öğrenmiştir. Son derece âlim,
fâdıl ve edip idi. Daha annesinin karnında iken kerametleri görülmeye
başladı. Annesi ona hamile iken şüpheli bir şeyi ağzına alacak olsa, onu geri
atıncaya kadar karnına vururdu. Detaylı bilgi için Beyazid-i
Bestami kimdir?
Ebul Hasan-ı Harkani hazretleri, Silsile-i
saadatın altıncısıdır. Büyük İslam âlimi Bayezid-i Bistami’nin
ruhaniyetinden istifade ederek yükselmişti. Zamanının kutbu idi. Bir gün
Dr. İbni Sina, Şeyh Ebul Hasan Harkani hazretlerini evinde ziyarete geldi. Hanımı,
ters birisi idi, adeta onu azarlayarak, ormana gittiğini söyledi. İbni Sina
ormana giderken, Şeyhin, odun yüklü bir aslanla geldiğini gördü.”Bu ne hâl?”
diye sorunca, “Evimdeki kurdun sıkıntı yükünü taşıdığım için, bu kurt da bizim
yükümüzü taşıyor” buyurdu. Detaylı bilgi için Ebu’l
Hasan Harkani kimdir?
Ebu Ali Farmedi hazretleri, Silsile-i
saadatın yedincisidir. Devrinin bir tanesi idi. Zâhiri din ilimlerini,
Ebul-Kasım Kuşeyri’den ve daha başka âlimlerden öğrendi. Nasihatleri pek
tesirli idi. Nizâm-ül-mülk ve zamanın devlet erkanı kendisine çok hürmet
ederdi. Tasavvuf ilminin mütehassısı idi. İmam-ı Gazali ve Yusuf-i Hemedani hazretlerinin
de hocası idi. Detaylı bilgi için Ebu
Ali Farmedî kimdir?
Yusuf-i Hemedani hazretleri, Silsile-i
saadatın sekizincisidir. Fıkıh âlimi idi, hadis ilmini de öğrendi.
Tasavvufu Ebu Ali Farmedi hazretlerinden öğrenip, onun sohbetinde yetişerek
kemale ulaştı. Yüzlerce talebesi vardı. Abdullah-i Berki, Ahmed Yesevi ve
Abdülhâlık-ı Goncdüvani gibi büyük veliler yetiştirdi. Bir taraftan doğru din
bilgilerini öğretmeye çalışır, insanlarla uğraşmaktan, onları yetiştirmek için
çalışmaktan hiç sıkılmazdı. Diğer taraftan, ağrılara ve yaralara ilaç yaparak
herkesin derdine deva bulmaya çalışırdı. Detaylı bilgi için Yusuf
Hemedani kimdir?
Abdülhalık Gucdüvani hazretleri, Silsile-i
saadatın dokuzuncusudur. Babası Abdülcemil Malatyalı idi. Hızır
aleyhisselâm babasına, “Ey Abdülcemil! Senin bir erkek evladın olacak, ismini
Abdülhalık koyarsın” buyurdu. Abdülcemil daha sonra Buhara’nın Goncdüvan
kasabasına yerleşti. Çok geçmeden bir erkek evladı oldu. İsmini Abdülhalık
koydu. Abdülhalık, beş yaşına geldiğinde ilim öğrenmesi için Buhara’ya
gönderildi. Yusuf-i Hemedani hazretleri Buhara’ya gelince, Abdülhalık
Gucdüvani onun hizmetine girdi ve bu hizmette bir süre kaldı. Bunu şöyle
anlatır: 12 yaşında idim. Hızır aleyhisselam bana Yusuf-ı Hemedani’den ilim
öğrenmemi tavsiye etti. Onun Buhara’ya geldiğini işiterek derhal yanına gittim.
Ondan pek çok istifadem oldu. Detaylı bilgi için Abdülhalık
Gucdüvani kimdir?
Arif-i Rivegeri hazretleri, Silsile-i
saadatın onuncusudur. Buhara’ya 30 km uzaklıkta bulunan Riveger köyünde
dünyaya geldi. Küçük yaşta tahsile başladı. Zeka ve kavrayışının parlaklığı
sebebi ile hızla ilerledi. Bu esnada ilim ve hikmet sahibi, ibadet şartlarını
harf harf yerine getiren, insanlara doğru yolu göstermede zamanın kutbu
Abdülhalık Goncdüvani hazretleri ile tanıştı ve bütün dünyası değişti. Daha ilk
günde ebedi saadet tacının başına konduğunu hissetti. Derhal kendisine
bağlandı, vefatına kadar hiç ayrılmadı. Detaylı bilgi için Hace
Arif Rivgiri kimdir?
Mahmud-i İncir fagnevi hazretleri, Silsile-i
saadatın on birincisidir. Maveraünnehrin Tur-i Sina gibi mukaddes bir yer
olmasına vesile olan, orayı nurlandıran büyük âlim ve velilerden olan Mahmud-i
Encirfagnevi, Buhara’nın Fagne köyünde doğdu. 1315 yılında vefat etti. Mimarlık
ile geçinirdi. Detaylı bilgi için Mahmud
İncir Fagnevî kimdir?
Hace Arif Ramiteni hazretleri, Silsile-i saadatın on
ikincisidir. Buhara yakınlarındaki Ramiten kasabasında doğdu. Herkese yol
gösteren, kalbinden nur fışkıran Mahmud-i Encirfagnevi hazretlerinden çok
faydalandı. Evliyalık derecelerine kavuştu. Maddi ilimlerde de yükseldi. İbadet
ve derslerden sonra helal lokma kazanmak için dokumacılık yapardı. Bu sebeple
kendisine dokumacıların şeyhi manasına Pir-i Nessac derlerdi.Detaylı bilgi
için Hace Ali Ramitini kimdir?
Muhammed Baba Semmasi hazretleri, Hace Ali Ramiteni
hazretlerinin yetiştirdiği büyük velilerdendir. Silsile-i saadatın on
üçüncüsüdür. Buhara’ya bağlı Semmas köyünde doğdu. Tasavvuf ilmini büyük
âlim Ali Ramiteni hazretlerinden öğrendi. Onun derslerinde ve sohbetlerinde
yetişip, tasavvufta yüksek dereceye ulaştı. Hocası, kendisinden sonra yerine,
Muhammed Baba Semmasi’yi vekil bıraktı. Diğer talebelerine de, ona tâbi
olmalarını vasiyet etti. Hocasının vefatından sonra onun yerine geçen
Muhammed Baba Semmasi, çok talebe yetiştirdi ve içlerinden bir kısmını
tasavvufta yüksek makamlara kavuşturdu. Detaylı bilgi için Muhammed
Baba Semasi kimdir?
Seyyid Emir Gilâl hazretleri, Silsile-i Saadatın on
dördüncüsüdür. Hâce Bâbâ Semâsî Hazretlerinin halifelerinin en
üstünü idiler. Zamanında bulunan ulemâ ve evliyâ arasında şerîat, tarîkat ve
marifet hususunda en fazla ilme sahip idi. Hazreti Hüseyin Efendimizinin
so-yundan olup, seyyid idi. Muhammed Baba Semâsî
Hazretlerinin (k.s.) talebesi ve Muhammed Bahaüddin Şâh Nakşıbend
(k.s.) Hazretlerinin hocasıdır. Çömlekçilik yaptığı için Kilal (bazı
kaynaklarda Külal) ismiyle meşhur olmuştur.Salih bir zat olan babası Seyyid
Hamza, Medine’den gelip Buhâra’nın Efşene köyüne, sonra da Sühari’ye
yerleşmiştir. Seyyid Emir Kilal (k.s.) Hazretleri Buhâra’nın
Sühari kasabasında doğdu. Doğum tarihi bilinmemektedir. M.1370 (H.772)
senesinde Sühari’de vefat etti. Kabri de oradadır. Büyük bir âlim ve mürşid’i
kamil olup, her ânını sünnete uygun olarak geçirdi. Pek çok kimse onun sohbet
ve derslerinde kemale erdi. Üstün hallerini gösteren çok menkıbesi
vardır. Detaylı bilgi için Seyyid
Emir Kilal kimdir?
Silsile-i Saadatın on beşincisidir. Babasının adı Muhammed,
dedesinin adı Muhammed. Kendi adı, Muhammed Bahâüddin Şâh Nakşıbend
El-Buhârî. Lakabı, Belâ Gerdan [Bütün bela ve musibetleri kendi üzerine alıp
müridanını her türlü sıkıntıdan koruyan manasına] Seyyid Emir Kilal
Hazretlerinin talebesidir. Daha üst makamlarda Üveysî olarak yetişmiştir ki
Abdül-halik Gucdüvânî (k.s.) Hazretlerinin ruhaniyeti ile yetişmiştir.
Buhâra’nın Kasr-ı Ârifân kasabasında dünyayı şereflendirdiler.
Muhammed Bahâüddin Şâh Nakşibend (k.s.) Hazretleri, Muharrem
ayında dünyaya geldi. Doğduğu yıl, hicretin 717. (M.1317.) yılı idi. Doğduğu
yer ise ( Buhâra’ya bir fersah uzakta) Kasr-ı Ârifân kasabası
idi. Evliyaullah’ın en büyüklerinden ve Seyyid Emir Kilâl Hazretlerinin en
büyük halîfelerinden olan Şâh Nakşibend, tarîkatın imâmı, hakîkatın pîri,
şerîat ve ehl-i sünnetin önderidir. Daha çocukluğunda mübarek yüzünde velîlik
eserleri açıkça görülmüştür.
Detaylı bilgi için Muhammed Bahaüddin Nakşibend kimdir?
Alâüddin-i Attar hazretleri, Buhara’da yetişen en büyük
evliyadandır. Silsile-i Saadatın on altıncısıdır. Asıl ismi Muhammed bin
Muhammed Buhari’dir. Zengin babası vefat edince, oğullarına miras olarak çok
fazla mal kaldı. Fakat Alâüddin hiç miras kabul etmeyip, Şah-ı Nakşibend
Muhammed Behaeddin-i Buhari’ye talebe olmayı tercih etti. Gidip halini arz etti
ve talebeliğe kabul buyurulmasını istirham eyledi. Behaeddin Buhari hazretleri
ona nazar edip, [Evladım bizim yolumuzda mihnet ve sıkıntı çoktur. Dünyayı ve
nefsini terk edebilecek misin?] buyurunca, hiç düşünmeden, (Yapmaya hazırım
efendim) dedi. Detaylı bilgi için Hace
Alaaddin Attar kimdir?
Yakub-i Çerhi hazretleri, evliyanın büyüklerindendir.
İnsanların iman, ibadet ve ahlak hususunda doğruyu öğrenip, yapmalarını
sağlayan ve Allahü teâlânın rızasına kavuşturmak için rehberlik eden ve
kendilerine Silsile-i Saadatın on yedincisidir. Derin âlim ve kâmil bir veli
idi. Detaylı bilgi için Yakup
Çerhi kimdir?
Ubeydullah-ı Ahrar hazretleri, Türkistan’ın büyük
velilerindendir. Silsile-i Saadatın on sekizincisidir. 1403 yılında Taşkent’te
doğdu. 1490’da Semerkant’ta vefat etti. Kabri oradadır. Doğumundan
itibaren üstün halleri görüldü. Annesi nifastan temizlendikten sonra emmeye
başlamıştır. Yüzünde öyle bir nur parlardı ki, görenler hayran kalıp, ona dua
ederlerdi. Dilinden Allahü teâlânın ismi hiç düşmezdi. Dedesi de, âlim ve veli
idi. Vefat edeceği sırada, torunları ile tek tek vedalaştı. Ubeydullah-ı Ahrar
o zaman çok küçüktü. Onu görünce, kucağına aldı. Sarılarak ağladı ve şöyle
dedi: “Ben, bunun büyük bir zat olduğu zaman hayatta olmam. Bu İslamiyet’e
hizmet edecektir. Cihan padişahları bunun sözünü dinleyecekler”
dedi. Detaylı bilgi için Hace
Ubeydullah Ahrar kimdir?
Silsile-i Saadatın on dokuzuncusudur. Nakşıbendiyye’nin
Ubeydullah Ahrar’dan İmam-ı Rabbani’ye kadar olan dönemdeki adı “Ahrariyye”
Ubeydullah Ahrar’dan emaneti alan ise Muhammed Zahid. O da silsiledeki Yakub
Çerhî’nin kızının oğlu. Reşehât’ta kendisinden “Kadı Muhammed” diye
bahsedildiğine bakılırsa dinî ilimlerde “Kadılık” payesine ulaşacak bir
derinliğe sahip olduğu, belki kadılık da yaptığı anlaşılmaktadır. Dini
ilimlerde belli bir derinlik kazandıktan sonra tasavvufa meyletti. 855/1451
yılında Ubeydullah Ahrar’a intisab etti. On iki yıl süreyle şeyhinin yanında ve
hizmetinde bulundu. Hace
Muhammed Zahid kimdir?
20 – DERVİŞ MEHMED (K.S.) Tarih: ? -1562
Derviş Muhammed hazretleri, evliyanın büyüklerindendir.
Silsile-i Saadatın yirmincisidir.Ruh ilimlerinde mütehassıs idi. Büyük âlim ve
kâmil bir veli olan dayısı Kâdi Muhammed Zâhid’in derslerinde yetişti. Dayısına
talebe olmadan önce, on beş sene nefsinin isteklerinden kurtulmak için mücadele
etmiş ve insanlardan uzak yaşamıştı. Detaylı bilgi için Derviş
Mehmed kimdir?
21 – MUHAMMED HACEGİ EMKENGİ (K.S.) Tarih: 1512-1602
Hâcegi Muhammed Emkenegi hazretleri, evliyanın
büyüklerindendir. Silsile-i Saadatın yirmi birincisidir. 1512 yılında
Buhara’nın İmkene kasabasında doğdu. 1599’da orada vefat etti. Evliyanın
büyüklerinden Derviş Muhammed hazretlerinin oğlu ve Muhammed Bâkibillah
hazretlerinin hocasıdır. Zahiri ve batıni ilimleri babasından öğrendi.
Babasından feyiz alarak tasavvufta kemale erdi. Tasavvuf ilminin ve hallerinin
mütehassısıydı. Detaylı bilgi için Muhammed Hacegi Emkengi kimdir?
22 – HACE MUHAMMED BAKİBİLLAH (K.S.) Tarih: 1563-1603
Silsile-i Saadatın yirmi ikincisidir. Büyük veli İmâm–ı
Rabbânî (k.s.) Hazretlerinin hocasıdır. Muhammed Bâkî Billah (k.s.)
Hazretleri, H.971 (M. 1563) senesinde Kâbil şehrinde doğdu. H.1012 (M. 1603) de
Delhi’de kırk yaşında iken vefat etti. Türbesi, Kutabrol denilen yerdeki kendi
mescidinin yanındadır. Orta boylu, kırmızı benizli,seyrek sakallı
idi. Gençliğinde ilim tahsili için Kâbil’den Semerkand’a gidip, zâhirî ve
akli ilimleri, zamanının en büyük alimlerinden olan Mevlânâ Sâdık Hulvânî’den
öğrendi. Yüksek yaradılışı ve kâbiliyeti ile kısa zamanda, ilimde en yüksek
seviyeye ulaştı. Zâhirî ve bâtinî kemâlat ile mücehhez, cezbe ve ilâhî aşk
ile bezenmiş, zühd ve takva ile ma’ruf, cömertlik vasıflarına mâlik bir zat.
Hâce Muhammed Bahaü’d-dîn Nakşibend Hazretlerine mânen bağlı olmakla (Üveysî)
idiler. Zâhiren ise Mevlâna Hâcegî Emkengî Hazretlerine bağlı
idiler. Detaylı bilgi için Hace Muhammed Bakibillah kimdir?
23 – İMAM-I RABBANİ AHMED-İ FARUK-İ SERHENDİ (K.S.) Tarih:
1564-1624
İmam-ı Ahmed Rabbani hazretleri, Hindistan’da yetişen en
büyük veli ve âlim. Ariflerin ışığı, velilerin önderi, İslam’ın bekçisi,
müslümanların baş tacı, müceddid, müctehid ve İslam âlimlerinin gözbebeğidir.
Silsile-i Saadatın yirmi üçüncüsüdür.
1563 yılında Hindistan’ın Serhend (Sihrind) şehrinde
doğdu. İmam-ı Rabbani ismiyle tanınmıştır. İmam-ı Rabbani, Rabbani
âlim demek olup, kendisine ilim ve hikmet verilmiş, ilmi ile amel eden, ilim ve
amel bakımından eksiksiz ve kâmil, olgun âlim demektir. Hicri ikinci bin
yılının müceddidi (yenileyicisi) olmasından dolayı Müceddid-i elf-i sani,
ahkam-ı İslamiye ile tasavvufu birleştirmesi sebebiyle, Sıla ismi
verilmiştir. Hazret-i Ömer’in soyundan olduğu için, Faruki nesebiyle
anılmış, Serhend şehrinden olduğu için de oraya nisbetle, Serhendi denilmiştir.
Bütün bu vasıflarıyla birlikte ismi, imam-ı Rabbani
Müceddid-i elf-i sani Şeyh Ahmed-i Faruki Serhendi’dir. Babası ve dedelerinin
hepsi, zamanlarının büyük âlimleri, salih ve faziletli kimseleri idiler. Babası
Abdülehad Efendi din ve fen ilimlerinde yetişmiş, tasavvufta da en son
mertebeye ulaşmıştı. Detaylı bilgi için İmamı Rabbanî Ahmedi Faruki Serhendi kimdir?
24 – HACE MUHAMMED MASUM (K.S.) Tarih: 1599-1668
Muhammed Masum Faruki hazretleri, evliyanın
meşhurlarındandır. İmam-ı Rabbani hazretlerinin üçüncü oğludur. Silsile-i
Saadatın yirmi dördüncüsüdür. Hindistan’ın Serhend şehrinde doğdu. Daha üç
yaşında iken, kelime-i tevhid söylerdi. Kur’an-ı kerimi kısa zamanda ezberledi.
11 yaşında iken, zikir ve murakabe yolunu babası imam-ı Rabbani hazretlerinden
aldı. Babası istidadının yüksekliğini anlayınca, “Hâl, ilimden sonra
olduğu için, önce ilim okumak gerekir” buyurup oğluna akli ve nakli
ilimleri okutmaya başladı. Detaylı bilgi için Hace
Muhammed Masum kimdir?
25 – ŞEYH SEYFUDDİN ARİF (K.S.) Tarih:1645/1646-1685
Seyfeddin-i Faruki hazretleri, Silsile-i Saadatın yirmi
beşincisidir. İmam-ı Rabbani hazretlerinin torunu ve Urvetül-Vüskâ Muhammed
Masum-i Faruki hazretlerinin beşinci oğludur. Doğum zamanında bir melek; “Doğduğu
gün, öleceği gün ve dirileceği günde ona selam olsun” mealindeki Meryem
suresinin 15. âyet-i kerimeyi okuyarak müjde vermişti. Küçük yaşından
itibaren ilme yöneldi. Amcası Muhammed Said’den akli ve nakli ilimleri tahsil
edip kısa zamanda âlim oldu. Zamanının bir tanesi ve marifet deryası olan
babası Muhammed Masum-i Faruki’nin teveccüh ve sohbetleriyle, ilerleyip, kısa
zamanda birçok kerametlere kavuşup âlimlerin baş tacı oldu. Detaylı bilgi
için Şeyh Seyfuddin Arif kimdir?
26 – MUHAMMED NURÜ-L BEDVANİ (K.S.) Tarih: ?-1723
Muhammed Nurü’l Bedvani hazretleri, evliyanın
büyüklerindendir. Silsile-i Saadatın yirmi altıncısıdır. Seyyid olup soyu
Peygamber efendimize ulaşır. Türbesi, Hindistan’ın Delhi
şehrindedir. Muhammed Nurü’l Bedvani hazretleri, ilmini ve feyzini imam-ı
Rabbani hazretlerinin torunu, büyük âlim ve mürşid-i kamil Muhammed Seyfüddini
Faruki’den aldı. Onun derslerinde ve sohbetlerinde yetişip icazet aldı. İlimde
o kadar yükselmişti ki zamanının yegane âlimi ve rehberi idi. Detaylı bilgi
için Muhammed Nurul Bedvani kimdir?
27 – ŞEMSÜDDİN HABİBULLAH İBN-İ MİRZA CAN (K.S.) Tarih:
1701-1781
Mazhar-ı Can-ı Canan hazretleri, evliyanın büyüklerindendir.
Seyyiddir. Silsile-i Saadatın yirmi yedincisidir. İsmi, Şemseddin
Habibullah’tır. Babası Mirza Can’dır. Onun ismine izafeten Can-ı Canan
denilmiştir. 1701 yılında doğdu. 1781’de şehid edildi. Ceddi, ileri gelen
devlet adamlarından olup, Teymuriyye sultanlarına yakınlıkları vardı. Babası
Mirza Can, mevki ve makamı terk edip, fakirliği ve kanaati tercih etti.
Servetini Allah için fakirlere dağıttı. Kızının nikahı için ayırdığı yirmi beş
bin rub’iyye miktarındaki altını, bir dostunun şiddetli bir sıkıntıda olduğunu
işitince, tamamen ona hediye etti. Babası, memleketinde, merhameti, üstün
ahlakı, insani meziyetlerinin üstünlüğü ile tanınmış bir zattı. Detaylı
bilgi için Şemsüddin Habibullah İbni Mirza kimdir?
28 – ABDULLAH-I DEHLEVİ (K.S.): Tarih: 1745-1824
Seyyid Abdullah Dehlevi hazretleri, Silsile-i Saadatın yirmi
sekizincisidir. 1745 yılında Hindistan’ın Pencab şehrinde doğdu. 1824’de
Delhi’de vefat etti. Kabri Şâhcihân camii yakınındaki dergahındadır. Allah
vergisi çok üstün bir zekaya sahipti. Kur’an-ı kerimi kısa zamanda ezberledi.
Dini ilimleri ve zamanının fen ilimlerini öğrendi. Mazhar-ı Can-ı Canan
hazretlerinin huzuruna varıp, kendisini talebeliğe kabul buyurmasını istedi. O
da: “Sen hoşlandığın bir yere git. Bizim yolumuz, tuzsuz taşı yalamak gibidir”
buyurdu. “Ben her şeye razıyım efendim” dedi. “Mübarek olsun” buyurup
talebeliğe kabul edildi. Abdullah-ı Dehlevi hazretleri, 15 yıl sohbetiyle
şereflendi. Evliyalıkta yüksek derecelere kavuşunca, mutlak icazet alıp,
halifesi oldu. Detaylı bilgi için Abdullah
Dehlevi kimdir?
29 – HAFIZ EBU SAİD SAHİB (K.S.) Tarih: 1781-1834
Silsile-i Saadatın yirmi dokuzuncusudur. 1217 (m.1802)
senesi Rabî’ul-âhir ayında, Hindistan’da Rampûr şehrine bağlı Mustafaâbâd
beldesinde dünyaya geldi. Şeyh Ebû Saîd (k.s.) Hazretleri, daha çocuk
iken, sâlih ve kıymetli bir zât olacağının alâmetleri yüzünden okunuyordu.
Çocukluğunda, çocuk-ların düşkün oldukları oyun ve eğlenceler ile hiç meşgûl
olmazdı. On yaşında Kur’ân-ı Kerîmi ezberledi. Kur’ân-ı Kerîmi güzel ses ve
tertîl üzere o kadar güzel okurdu ki, dinleyenler kendilerinden geçerdi. Tecvid
ilmini, kırâat âlimlerinden Kârî Nesîn’den öğrendi. Kur’ân-ı Kerîmi
ezberledikten sonra, aklî ve naklî ilimleri öğrenmeye başladı. Önemli ders
kitaplarını Müftî Şerefüddîn’den okudu. Şâh Veliyyullah Dehlevî’nin oğlu
Mevlâna Refîüddîn’den hadîs dersi aldı. Kâdı Beydâvî Tefsîri’ni, Sahîh-i
Müslim şerhini de ondan okudu. Sahîh-i Buhârî’yi ise yine Mevlâna Refîüddîn’den,
hocası Şeyh Abdullah Dehlevî hazretlerinden ve kendi dayısı Sirâc Ahmed’den
okuyup rivâyet ve nakletme icâzeti aldı. Detaylı bilgi için Hafız
Ebu Said Sahib kimdir?
30 – HABİBULLAH CAN-I CANAN (K.S.) Tarih: 1802-1860
Silsile-i Saadatın içinde adı, Habibullah Cân-ı
Cânãn’dır. İsmi şerifleri, Ahmed Saîd Sahib (k.s.) tir. Silsile-i
Saadatın 28. halkası Abdullah Dehlevî Hazretlerinin halifesi; 29. halkası Hâfız
Ebu Saîd Hazretlerinin oğludur. Künyesi Ebü’l-Mekârim, lakabı Sirâc-ül-evliyâ
idi. Müceddidî ve Serhendî nisbeti ile anılır. Nesebi, İmam-ı Rabbani
Hazretlerine ve Hazret-i Ömer Efendimize dayanır. Bunun için Fârûkî denmiştir.
1217 (m.1802) senesi Rabî’ul-âhir ayında, Hindistan’da Rampûr şehrine bağlı
Mustafaâbâd beldesinde dünyaya geldi.
Yüksek babalarının terbiyeleri ile küçük yaşta Kur’ân-ı
Kerîm’i hıfz ettiler. Babası, Hafız Ebû Saîd, Abdullâh Dehlevî Hazretlerinin
hizmetlerinde bulundukları zaman, kendileri henüz 10 yaşında idi. Detaylı bilgi
için Habibullah Cânı Canan kimdir?
31 – MUHAMMED MAZHAR-İ ŞAN CAN-I CANAN (K.S.) Tarih: 1832-1883
Silsile-i Saadatın otuz birinci halkasıdır. Şeyh Mazhar-ı
Îşân Can-ı Cânân (k.s.) Hazretleri, Şeyh Habibullah Cân-ı Cânân (Ahmed Saîd)
Hazretleri’nin kıymetli oğlu olup, büyük babası Hafız Ebû Saîd Sâhib’in
halifelerindendir. Hicret’in 1248’nci (M.1832) yılında Hindistan’ın (Lekhenva)
köyünde doğmuştur. “Mazhâr-ı Muhammed” doğumlarına tarih düşmüştür.
Büyük babası Ebû Saîd Müceddidî Hazretlerinden 7 yaşında
iken Tarîkât-ı Aliyye’yi ahzetmiş, 15 yaşında Kur’an-ı Kerîm’i ezberlemiş ve 20
yaşında da Tarîkat-ı Aliyye-i Nakşibendiyye’den icâzet almıştır. Büyük
babasının da sohbetlerinde bulunarak (Kaadiriyye, Sühreverdiyye, Çeştiyye ve
Kübreviyye) tarîkatlarından da icâzet almışlardır. Detaylı bilgi için Muhammed Mazhar İşan Canı Canan kimdir?
32 – SALAHUDDİN İBN-İ MEVLANA SİRACÜ’D-DİN (K.S.) Tarih:
1843-1910
Buhâra’lıdır. Şeyh Mazhar İşan Cân-ı Cânân (k.s.)
Hazretlerinin en büyük halifesi idiler. Silsile-i Saadatın dokuzuncu büyük
rütbesi ve otuz ikinci halkasıdır. Devamlı istiğrak halinde, zamanın kutbu
ve tayyi mekân sahibi idiler. Sabah namazlarının ekserisini, bu sûretle yani
tayyi mekân ile Kâbe-i Muazzama’da kılarlardı. Mekke Şerîfi Hüseyin’in
İngilizlerle anlaşarak Osmanlı İmparatorluğuna ihanet ettiği Birinci Dünya
Harbi yıllarında, Salahuddin İbn-i Mevlâna Süracüddin Hazretleri, son haclarını
îfâ etmek üzere Mekke-i Mükerreme’de bulunuyorlardı. Şeriflik iddiasındaki bu
hâin, kendilerinin pek çok kerâmetlerini duymuş ve itibar edilir bir zât olarak
tanımıştı. Detaylı bilgi için Selahuddin İbni Mevlana Siracuddîn kimdir?
33 – EBU’L FARUK (SÜLEYMAN HİLMİ TUNAHAN) (K.S.) Tarih:
1888-1959
Süleyman Hilmi Silistrevî (Tunahan) Künyesi:
EBU’L-FÂRUK Doğum Tarihi: 1888 Babasının Adı: Hocazâde Osman
Efendi Annesinin Adı: Hatice Hâtun Dedesi: Ulemâ’dan Kaymak Hâfız adıyla
ma’ruf bir zat olup soyu, Nesl-i Pâk-i Muhammedî’ye mensup (SEYYİD) olan İdris
Bey’e dayanır.
İdris Bey; Fatih Sultan Mehmet Han’ın Rasûl-i Zîşân
Efendimiz’e (s.a.v.) aşırı sevgi ve saygısından dolayı;Yer yüzünde Evlâd-ı
Rasûl’den kimler kalmıştır? diye yaptırdığı araştırma neticesinde,
şeceresine hiç şâibe, şüphe karışmamış olduğunu tesbit ettirdiği, Türkistan’lı
bir zât olup, Fatih Sultan Mehmed tarafından İstanbul’a getirtilip, kız kardeşi
ile evlendirilerek, TUNA havâlisinin mâlî işlerini takip etmek üzere “Tuna
Hân’ı” olarak tayin edilmiş fazilet sâhibi bir seyyiddir.
Süleyman Hilmi Silistrevî (Tunahan), Milâdî 1888 (Hicrî
1305) yılında, o zaman Devlet-i Âli Osmânî hudutları içinde yer alan
Silistre’ye bağlı Hezergrad kasabasının Ferhatlar köyünde dünya’ya gelmiştir.
Detaylı bilgi için Süleyman Hilmi Tunahan k.s kimdir?
Peygamber efendimiz sav.’in varisleri olan bu zâtlar her
dönemde İslâm dininin irşad vazifesini yerine getirmişler kitabımız Kurânı
Kerimi okuyup okutmuşlardır. Hz. Peygamberimiz Muhammed Mustafa sav’in fakir,
yoksul gençlere islâmı öğretmek maksadıyla Mescidi Nebevî’nin duvarına bitişik
olarak kurduğu “Ashâbı Suffa” yı devam ettirmişlerdir. Kıyamet gününe
kadar baki kalacak dini celili İslâmın ihyası için ömürlerini harcamışlardır.
Allah onlardan razı ve memnun olsun.
Yorumlar
Yorum Gönder